7 Haziran 2011

Bir yolculuk


Geçen ofisimle evim arasında aç parantez kaldı ki ne ofis benim ne de ev, birinde işçiyim diğerinde de kiracı, mutfakta da aşçıyımdır affedersiniz kapa gereksizce muhabbetin içine sıçan parantez, mevcudiyetini koruyan mesafeyi hızlı bir şekilde kat etmem için her zaman ki gibi otobüsü kullanıyorum, ben kullanmıyorum tabiside, otobüsü kullanan kaptan vardır her daim nitekim o günde direksiyon başında ki görevini yerine getiriyordu.  Duraktan şöyle böyle baya bi kişi bindik otobüse, kibar bir beyefendi olduğum için arkada kaldım. Tüm bayanlar baya baya koltukları kaptı, hemen kaptan abinin arkasında yer alan ikili koltuktan tekine sahiplenesice bir boşluk gördüm gittim anında oturdum. İçimden bir ohh sesi geldi, hatta ve hatta dönüp arka tarafa o çok bayanefendi ablalara el kol hareketi yapma isteği uyansa da bünyede, otobüs ahalisinin henüz buna hazır olmadığı kanaatine vararak vazgeçtim...

Bir sonraki durak acaip yoğun, acaip ilgi odağı olan bir durak. Herkes o duraktan binmek istiyor, saatler öncesinden yer ayırtıyordu. Ve beklenen oldu. Zaten koltukları dolu olan sevgili otobüs, ayakta yolcu almaya başlamış içerisi ter, ucuz parfüm, deodorant, acaip pahalı orijinal parfüm, deo stick, deo roll on gibi kokularla dolmuştu. Ben oturuyordum ve mutluydum. Mutluydum da bu otobüs neden gitmiyor hala diye düşüncelere daldım, çünkü tepemde dikilen sayabildiğim kadarıyla 4 kişinin baskısı beni dellendirmeye başlamıştı. Derken kolumla bir şey arasında bir temas olduğu farkettim. Kaldırdım başımı allahtan kendisi bayan çıktı da boşuna arıza çıkmadı... Hayır durup dururken fortçuluğun alemi yok!

Otobüs neden hala hareket etmiyor sorusunun cevabını az biraz trafiğe bakınca anladım. Ortaköy – Taksim arası akşam saatlerinde her zaman trafik yapar ama bu başka usta...

Baya yarım saati falan gömdük biz o mevkide. Tam benim sağ çaprazdan, yani saat 2 yönünde bir teyze hafiften bağırmalı bir şekilde konuşmaya başladı;
-          Ay geçin evladım, ilerleyin biraz... Hadi ama bak hadi evladım...
Fakat teyze ortalarda yok! Göremiyorum...

Teyzenin bu sözleri sonrası nasıl konu o konuya geldi bilmiyorum ama şöyle dedi;
-          Ben üniversite bitirdim! Bilirim bende! bakmayın böyle durduğuma!

Ne ara bu muhabbete gelindi de teyze kime fırça kaydı bilinmez, normal seyrine geri döndü ve bu sefer;
-          İlerlerde yer var! Hissediyorum! Var bak ilerde! dedi.

Bu arada on dakika oldu ama ben teyzeyi hala göremiyorum... Teyze çaprazda bir yerde ve tahmini beş kişinin arkasından tüm otobüse seslenmeye çalışıyor, ama o beş kişi dahil teyzeyi gören yok!

Ayağa kalktım ve;
-          Konuşan teyze nerde birader! diye bir cümle kurdum...
-          buradayım evladım burada ayy.. diye bir yanıt almam normaldi
-          Teyzem gel otur sen gel.. diyerek kalktım beş kişinin üstüne çıktım teyze hala yok derken alttan, yandan bir taraftan kendini gösteren teyze saniyeler içinde boşalan koltuğa oturdu...

Otobüste ön taraftan başlayıp arka tarafa doğru yayılan bir alkış patladı. Evet alkışlar banaydı! İlk defa centilmenliğimin karşılığını alıyordum...

Teyze Allah razı olsundan bir başladı...
Başımın üstünde sevap bonusları mario’ daki gibi çılink çılink artıyordu...
Gel zaman git zaman teyze bu Allah razı olsun evladım, işin hayırlı gitsin, sağlıklı ol falan dileklerinden sonra yine nerden uğradı konuya bilinmez,
-          Öteki tarafta yerin hazır valla bak! dedi...
-          Aman teyze öteki tarafta yer hazır diye de yarın ilk iş almasınlar beni?
-          Aaa Allah korusun evladım!

Düşünsenize Azrail baba bir çetele tutuyor elinde, hoppa biri daha hazırladı yeri, haydi bakalım bi alim gelim şunu dese? Neyse ki teyzeyle bu konuda anlaşmaya varıyoruz, hop elinde ki poşetleri saçıyor yere...
-          Ay gitti valla gitti...
-          Ne gitti teyzecim dur alıyım ben?
-          Balıklar!
-          Balıklar? Hangi balıklar? What is the Balıklar? Balığın işi ne burada? WTF! be teyze...
-          Yemek yapacaktım! (radikal bir karar)

Velhasıl bu hattı bilenler için söylüyorum Gümüşsuyu’ndan yukarı çıkmaya başladık ve taksime de artık yavaş yavaş geliyoruz ama teyze ile ben tüm otobüse Karagöz Hacivat’tan birer bölüm oynadık yani... Hatta başka otobüslerden teklif bile aldık diyebilirim... Tüm otobüsçe, o trafiğin içinde normal zamanda 20 dk’lık yeri bir saatte gitmişte olsak iyi güldük...
Teşekkürler teyze! O koltuğu sen hak etmiştin...

3 yorum: