30 Mayıs 2012

Sağım Solum Önüm Arkam YASAK!


Önceleri belli belirsiz yasaklarla donatılmaya başlanmıştı ülkemde. Sonra biraz daha gözle gözlemlenebilir yasaklar gelmeye başladı. Artık tamamen her şey ortada yasaklar geliyor. Gizleyecekleri bir şey kalmamış, amaçlarına yıllar içinde yaptıkları türlü tilkiliklerle ulaşmışlığın verdiği huzurla. Önceden okur araştırır bakardık gizlenen yasakları bulmak, gün yüzüne çıkarmak ve tepki göstermek için ve fakat artık o kadar ortada ve o kadar çok yasak gelmeye başladı ki hangi birine yetişememek şaşkınlığı içerisinde kaldık. Doğrusu bizde mala bağladık.

En son yasak kürtaj...

Kürtaj cinayettir sloganını kullanıyorlar. Bilimsel konuşuyorlarmış bu konuda. (Halkın inandırmak için söylenen yalanlar vol bilmem kaç). Gerçek şudur ki; Belirli döneme kadar döllenme evresi olduğu için o dönem içinde aldırmakla, mastürbasyon sonrası peçeteye silinen spermler ile aynı değere sahiptir ve fakat ilerde bir zamanda dışarı boşalmayı ve mastürbasyonu yasaklarız deniyorsa bu konuda da malesef haklı çıkabilme ihtimalini doğurabilirler.

Milyonlarca kişinin bilinçsiz korumasız seviştiği bir ülkede kürtaj oranının neden fazla olduğunun açıklamasını yine bilimsel konuşarak anlatacak olursak tamamen geri kalmış eğitimsiz bir ülke tablosu çıkıyor.BU geri kalmışlık eğitimsizlik ve bilinçsizlik işlerine geldiklerinden mütevellit bu durum için bir çalışma yapmayıp kürtajı yasaklarsanız az sonra yazacağım tip manzaralar gün yüzüne çıkacaktır.

Olay bir; İki genç sevişiyorlar, kız hamile kalıyor, ailesine söyleyemiyor, erkek arkadaşı öğrenci, işsizlik oranı her geçen yıl artan ülkede tabi kide işsiz, evlilik ufukta gözükmüyor, kürtaj yasak...

Alterlatifdoğan son bir; Kız ailesine söyler ailesi onu öldürür, gidip çocuğu öldürür, oradan hapse..

Allegro son iki; Kız söyleyemem kimseye derdimi şarkısı eşliğinde intihar eder. Ailesi durumu öğrenir çocuğu vurur, oradan hapse...

Alerttatif son üç; Evlilik ile sonuçlanır, mutsuz mesutsuz yaşarlar...

Olay iki; Memur tabanlı bir aile zar ve zor geçinen, zamlarla boğuşup sigarasını ve içkisini dahi alamayan alsa dahi içkisi yasaklanmış şehrinde içemeyen aile bir gece bir sevişme sonrası kadın hamile kalır. Zaten üç çocukları vardır dördünceye iki oda bir salon kirası yuh pahalılığında evlerinde yer yoktur.

Alternatifli son bir; Baba kendini dibe vurup alkolkilometrede bir milyon kaç promil borçlara batmış evine haciz gelmiş çocuklar işsiz güçsüz okul harçları denen haraçları yatıramamış türlü serseriliklerle zarar ziyan vermekteler.

Alfonso Miguel son iki; Baba cinnet geçirip tüm ailede nüfus indirimine gider...

Narin gözlerinizi ve benim az ve nadir çalışan beynimi yormamak için alternatifleri çoğaltmak işlemine başvurmadan kıssadan faizimi veriyorum;
Kürtajı yasaklamayın, yasaklanması beraberinde yer altı kasap jinekologlarını, kadın ölümlerini, mutsuzluk ve huzursuzlukları beraberinde getirecektir. 2012 yılında bir anda konu nasıl ve neden buralara kadar geldiğini hepimiz olmasa da bazılarımız bilmekte. Yapmayın etmeyin, o kadar çok konuşulması gereken sorunlar varken bunu yapmayın.

29 Mayıs 2012

Kara Sinek



Evin belli bir bölgesinde olduğum zaman dilimde evin belli bir diğer bölgesinde bir adet kara sinek göremediğim belirli bir yuvarlak yol haritasında durmadan dönüyor. Normalde bu durumdan gıcık olacak bir yapım yok dışarıda milyonlarca ev varken benim evimi seçen kara sineğe düşman olacak değilim. Kendimi şanslı ve seçilmiş kişi olarak bile görüyorum. Hoş geldin kara sinek deyip bilgisayar başına  geri döndüm.

Windows'un kendi bile anlayamadığı bir hata veriyor bilgisayarım. Hayır benim bu konuda bir minim fikrim bile yok! Gecenin bu vaktinde Bill Gates'liğin lüzmu yok. Çekerim fişini bak tehdidimin ne kadar anlamsız olduğunu bilgisayarla mı konuşuyorum ben? durumumu gözlemverdikten sonra kafamı çevirdim odanın aynı belli olan yerinde bizim kara sinek hala dönüşlerine devam etmekte. Bilgisayarı siktir edip kara sineğe odaklandım. Bir yere konmuyor, bir şey yemiyor içmiyor benle bir yakınlaşma derdi gibi bir durumda ortada yok. Salak salak odanın belli yerinde dönüp duruyor. 

Dakikaları saatler geçe ben bilgisayarımdaki anlamsız hatanın nedenini anlamlandırdıktan sonra kolamı tazelemek üzere buzdolabına giderken aklıma yeniden geliyor kara sinek. Dönüp odanın belli yerine tekrar bakıyorum, bizim salak kara sinek hala aynı şeyleri yapmakta. Bu durum bana gıcıklık vermeye başlıyor bir anda gereksiz bir şekilde huzurum kaçıyor, huzurumun kaçmasına sinirlerim acayip sinirleniyor, aniden deli bir öfkeye kavuşturuyorum bünyeyi. Şu anda evin asayişini bozan kara sinek! evi terket! uyarısında bulunuyorum. Kara sinek beni takmıyor, takılıyor bildiği gibi. Evde herhangi bir haşerat kovucu madde ya da silah bulunmuyor. Silahsız olduğumu anlamasın diye masada ki gazeteyi dürüp bir silah haline getiriyorum. Şimdi sıçtın kara sinek! Bin bir türlü farklı hamleme anında cevap verip, kendini çok iyi savunuyor çevik kara sinek!
Yorulmaya başlıyorum gardımın düşmesine izin vermemem gerek bu kara sinek evi ele geçirmek istiyor olabilir gibi düşünceleri kafamdan silip, slip mayom olmadığı için kendimi birden şanslı hissediyorum. Kara sinek şimdi tuvalete gidiyorum ve döndüğümde evi terket! Bu son uyarı! çağrısında bulunuyorum. 

Tuvaletten çıkar çıkmaz gördüğüm manzara karşısında hayrete düşüyorum. Odanın belli yerinde dolanan çevik kara sinek üç beş arkadaşıyla az önceki savaşımızdan canlı kurtulmasının zafer uçuşlarını yapıyorlar! Gayet ciddi bir krize dönüşüyor bu durum.


Ne zaman isterlerse gelip gidebileceklerini, evime ben yokken kız atabileceklerini, tüm artıklarımı yiyebileceklerini söyleyerek bir uzlaşma talep ediyorum. Onlarda bu maddeleri kabul ettiklerini ama evdeki ampulun değişmesi gerektiğini, daha zengin sofralar kurmam gerektiğini, camın birinin sürekli açık kalması gerektiğini söyleyeceklermiş hissine kapılıyorum bir an ve ani bir manevra ile yerde duran gazete yapımı silahımı kapıyorum, doğrulmamla bir belimden bir çıt sesi evde yankılanıyor. Gidip ışıkları kapatıp yatağıma yatıyorum belim sakat kara sinekler inat. Bu bir savaş demek! Yarın yine karşılaşırız!

17 Mayıs 2012

Hayat Kaçık Bir Uykudur



Yıl 2005 Bursa'ya abimin yanına tatil amaçlı gittiğimde al bak sen bu adamları seversin diye elime bir cd tutuşturmuştu. cdnin üzerinde Redd 50/50 yazıyordu. O zamanlar diskmen olarak adlandıran cd çalar aygıtım vardı. Memleketim Salihli'ye dönüş yolunda dinlemek üzere teslim almıştım. Dönüş yolu altı saatti ve keşfedilecek yeni bir grup vardı.. O zamanlar  yeni bir albüm yeni bir grup çıktığında heyecanlanan insanlar döneminin sonlarıydı. Albümü baştan sona dinlediğimde Türkiye'de yerli bir gruptan bu tarz bir müzik yapanına denk gelmediğimin farkına varmıştım.

"1 Mayıs" ta çıkan yeni albümleri "Hayat Kaçık Bir Uykudur" ile şu cümlemi tekrarlattılar bana;

 "Albümü baştan sona dinlediğimde Türkiye'de yerli bir gruptan bu tarz bir müzik yapanına denk gelmediğimin farkına varmıştım."

Kendi rekorlarını kırdıkları için tebriklerden bir demet gönderiyorum..

 Albüm İncelemesi;
 Albüm kartoneti tasarımı yeşil sahalarda görmek istediğimiz hareketlerden biri olmuş. Bozuk para ile kazımaca sistemiyle ilgili bölümü kazıdığımızda muhteşem bir görsel daha çıkıyor ve albüme giriş yapıyoruz. Albümde 13 şarkı var. 13 sayısı bilindiği gibi uğursuzluk, kötülük, şansızlık gibi şeyleri simgeleyen lanet bir sayıdır. Ama 13'ün bizzat haberi var mıdır bundan bilemiyoruz. Neden 13 şarkı sorusunu sormayı düşünecek bir sürü sunucumuz olacağından bu polemiği bu yazıya dahil etmek istemiyorum. Ayrıca çok şaşırcağımız üzere ilk olarak bir düet şarkı vardır, konuk sanatçı ise Şebnem Ferah'tır. 

Albüme giriş Hayat Kaçık bir Uykudur ile.. 

Şarkıya girişte hemen "aha elektronik" diye bir tepki verecekken bir köpek havlaması duyuyoruz. Sesi kısıp, bir sağa bir sola bakınıyoruz. Evde köpek beslemediğime göre ve evim üçüncü katta olduğuna göre, havlama sesi de çok yakından geldiğine göre, nasıl olur? kafasını yaşarken, kıstığımız sesi açıp şarkıyı da yeniden başlatınca o köpeğin neden havladığını keşfediyoruz. Doğan Duru için ayrı bir aç parantez sesiyle resmen şov yapmış, solistler içinde Messi'liğini ilan etmiş kapa Doğan Duru için ayrı açılan parantez, Redd yine ağlak müzik yapmadan, kolay söz öbekleri kullanmadan, ticari bir kaygısı olmadan, aşktan, politikadan, hayattan, gerçeklerden bahseden "Rock" bir albüm yapmış. Albüm kartonetinde ki gibi  yine bir zeka ürünü "Telved Litak" şarkısıdır. Her şeyi tersten anlayanlara bu şarkının ismine de tersten bakmalarını öneriyoruz. Lansman konserinde bu şarkı sona erdiğinde biz konserdekiler Telved Litak diye hep bir ağızdan eşlik etmemiz beni ciddi anlamda etkilemişti.

İşte 13 Şarkı;

Hayat Kaçık Bir Uykudur
Yavaş yavaş yavaş
Sen Rahat Ol
Ellerini Kaldır
Sevmeden Geçer Zaman
Aşık Oldum Celladıma
Senden Sonra
Beni Sevdi Benden Çok
Yolunda Gitmeyen Adam
Iskaladık Birbirimizi
Ormanda Kaybolmuş Bir Yaprak
Bir Yol Bulursun
Telved Litak 

Bu şarkılar arasında illa bir favorim olsun zorlamam sonucu Iskaladık Birbirimizi adlı şarkıyı yarım adım öne çıkartıyorum. 13'te 13 başarı elde etmiş şarkılar. 

İlk video klip Ömer Faruk Sorak yönetmenliğinde Böcek Yapım tarafından, "Yavaş Yavaş yavaş" şarkısına çekildi ve an itibariyle de internet ortamından servise sunuldu. Sayfanın sonunda ki adrese tıkladığınızda izleyebilirsiniz.

Ayrıca buradan Redd grubuna açık mektup;
Sizin uygun gördüğünüz tarih ve saatte röportaj yapmak istemekte gergedanadam.
Ve söz veriyor ki, Neden Redd? Nerelisiniz? Kardeşlerden oluşan bir grupsunuz nasıl bir araya geldiğiniz? Albümde yabancı bir şarkı var Telved Litak ne demek? gibi sorulardan sormayacak. Ama tabi internet üzerinden işte bu blog sayfası ve youtube kanalı üzerinden yayınlanacağı için popüler olamayacak ve Serdar Ortaç kitlelerine ulaşamayacak bir röportaj olacaktır..

Yavaş Yavaş Yavaş;