9 Haziran 2011

Biz Bilmiyorduk!

Biz Bilmiyorduk!

Yıllar yıllar sonra iş işten geçince salak bir ifadeyle söyleyecez bu sözü...
Çünkü hakikaten bilemedik. Okulda derslerdi, sınavdı, ergenlikti, sivilceydi, mastürbasyondu, oyunlardı. Bizim okul anlayışımız, bi ortaokulda bi lisede iki sınav var ve bu iki sınavı geçmen gerek.

Ortaokuldan başlar tarihi, coğrafyayı, felsefeyi siktir etmek. Neden? Çünkü Matematik, Türkçe ve Fen bilimlerinden arka sırada gelen bombok, değersiz, ordan alacağın puandansa Matematiğe Fiziğe kasman daha mantıklısı kuralı öğretildi. İş bu yüzden ki Tarih, coğrafya, felsefe dersleri sınavlarından ezberleme taktiğiyle sınavdan zırt üzerinden pırt notu alıp geçebiliyordu insan.  Yahu Felsefe derslerinde ben hiç varoluşun, dinin, siyasetin sorgulandığına şahit olmadım... Ya bizden de filozof çıkar korkusundandı ya da bu filozoflar çok salak adamlardı... Çoğunluklada boş geçerdi zaten, hatta lisede felsefe dersi ÖSS için test çözebileceğimiz rahat bir alandı.

Tarih derslerinde tarihleri ezberlemek için günlerce kopya hazırladık, öyle ki sınavlarında sadece şu savaş hangi tarihte olmuştur gibi sorular soruldu.  

Lisede bölüm seçimi olacak, üç bölüm var; Sayısal, eşit ağırlık (TM) ve Sözel.
Sayısal kralların bölümü; dahilik kıvamında zeki, karizmatik, asil bir bölüm betimlemesi geliyor akla. Eşit ağırlık; çalışsa yapar aslında, çok zeki ama işte... Ve fakat sözele gelince; nasıl boktan, nasıl alt bi bölüm, gerizekalıları toplamışlar bi yere... Hatta oraya gideceğine teknik liselere git dahi iyi, o derece!

Tamam bazı bazı büyüklerimizin oluşturduğu sistem var ve buna göre bir hazırlık yapılıyor eyvallah da, kimi bazı sevgili öğrencilerde bunun bu şekilde olduğunu düşünürdü işte o can sıkardı...

Öğrencinin biri laboratuar dersinde bi maddeyi bi maddeyle karıştırdığı için belge alırken ki takdirle karşılanırdı. Diğer bir öğrenci sağlam kompozisyon yazdığı için ne zaman ve kimden takdir gördü?

Hep bilim adamları bize övüldü,filozoflar deli, tiyatrocular fakir ve aç, yazarlar falansa zaten hiç girme oralara. Neden? Çünkü herkes yazabilir... Herkes şarkıcı olabilir... Bize böyle diretildi hep sonra aramızda buna inanlar oldu iş bu yüzden götüm götüm ülke fenalara gitmekte...

Zaten sınavlara tabi tutulmuşuz, başarılı olma kavramı bu ilke üzerine konuşlanmış...

Ne geçmiş tarihi biliriz, ne yakını. Ne coğrafyayı, bölgelerimizi, iklimimizi biliriz, ne felsefeyi... Hiç sorgulamadık, hiç gerçektende öğrenmek istemedik, hiç okumadık ve araştırmadık bizden isteneni ve bekleneni yapmak zorunda bırakıldık, kafalarımız meşgulde tutuldu hep ve hep tükettik...

Yıllar yıllar sonra iş işten geçince, birbirimizin suratlarına bakarak salak bir ifadeyle söyleyecez bu sözü...

Biz bilmiyorduk!

Size Fight Club filminden bir paragrafı sunarak bu yazıya son vermek istiyorum...

Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız... Bir amacımız ya da yerimiz yok... Ne büyük savaş yaşadık, ne de büyük buhranı... Bizim en büyük buhranımız... Hayatlarımız...
Televizyonla büyürken milyoner film yıldızı ya da rock star olacağımızı sandık...
Ama olmayacağız. Bunu yavaş yavaş öğreniyoruz... Ve çokça kızgınız...


1 yorum:

  1. harika bir değerlendirme. sistem bitmiş. hiç varolmuş muydu o da bilinmez. belki 30'larda 40'larda reformist deneysel uygulamalarla eğitim seferberlikleri falan. o da sonrakilere birkaç gömlek büyük gelmiş olmalı ki, kaldırdılar hiç olmamış gibi.

    felsefe hocası varoluş/din/siyaset sorgulansa, işgüzar birkaç öğrenci velilerine, velileri okul yönetimine ve hatta ilçe milli eğitime kadar -bu işin ucu valiye dek gider- çıkar, dilekçe verir, şikayet eder. öğretmen milli eğitime çağrılır azarlanır sorgulanır savunması istenir kulağı çekilir bir iyice.

    çok iyi bir final yapmışsın ama tabi gençliğin bunca kızgın olduğu noktasında derin kuşkularım var.

    biz asla bilim için bilimle uğraşmadık. sanat için sanatla uğraşmadığımız gibi.

    YanıtlaSil