20 Ekim 2010

TT NET

Ah canım ülkem... Sen nerelerden, nerelere geldin böyle söyle?
Şairane girişten sonra şimdi öyle bir konuya girişecem ki sevgili okur ve yazar ve tartışar tayfa aklınız dimanız duracak...
Bundan iki gün önce İstanbul'un en merkezi yerlerinden biri olan evimin muhitinde gece saat 22:00'de internetimiz gitti... Burası neresi idi peki? Taksim! İnternet bağlantısı hiçbir uyarı olmaksızın, hiçbir hata vermeksizin ansızın gitti ve saat 23:15 gibi geri geldi... 2010 yılında bu gibi problemlerin hala yaşanıyor olması konusunda ayrı bir yazı da tartışırız tabi ama benim asıl derdim kesintinin olduğu o arada ki yaşadıklarım...
Canım ciğerim tayfa, internet gittikten sonra rutin bir şekilde bir iki kere modeme restart atıp acaba bundan mı ki? sorusunu incelemeye almıştım, nitekim değilmiş, aygıt sorunsuz sualsiz çalışıyor en çalışkanından karınca Kemal abi gibi... Daha sonra TT NET çağrı merkezini arayım bakalım acaba borçtan dolayı mı kesili arıza falan mı çıktı ne zaman gelir? sorularına tatminkar cevapları bulurum dedim... Hattım da TL olarak 5 tl kalmıştı. Aradım çağrı merkezini, bant kaydı abla bana sırasıyla cümleler söyleyip illa sonunda da bir rakama basmamı rica ediyordu...
Basmadım... Basmadınız dedi... Evet basmıycam dedim... O da bu inatçıl yaklaşımımı fark etmiş olacak ki beni müşteri temsilcisine bağlamak için bekletmeye aldı... İşte filmin kopma, sinir hücrelerimin de dört nala savaşa gitmesi bu andan sonra oluştu...Çünkü bekleme hiç bitmiyordu... Bir tane beklerken bari sıkılmayasınız diye size bir şarkı koyuyorlar ki bu da kurumsal bir melodi oluyor genelde, onu dinleyip hiç sıkılmıyorsunuz.... İki bilemedin veya hadi bildin diyelim üç dakika geçti ben şarkıya kaptırmışken kendimi sonra yahu TL'lerim bitiyor, tamam şarkı güzelde hani bir konuşsak! dedim... Yok şarkı kendini ikinci kere otomatik başlattı hatta... İç dünyamda garip düşünceler oluşmaya başladı acaba bu bant kaydını müşteri temsilcisi ilen konuşmaya başladıktan sonra mı yoksa şu an da da kaydediyorlar mıdır? diye.. Çünkü ediyorlarsa belki de daha önce hiç duymadıkları, o andan sonra da gelecek zamanda da az rastlanabilecek hakaretleri yaratıp yaratıp söylüyordum...
Kapattım telefonu kalmış 3 Tl... Aradan 10 dk. falan geçti, tekrar aradım, neden aradım? çünkü bu sefer o robot ablanın bana benim temsilcim olarak, bayan ya da erkek kim olursa bağladığı anda acayip fırça kayacaktım... evet artık arıza hiç umrumda değildi, umrumda olan gayet seviyeli ama gayet te ağır bir konuşma yapmaktı.. Neredeyse beklerken dinlemek için verilen melodi kendisinin üçüncü tekrarını alacaktı ki hala telefonuma bakan yok arkadaş! Birincisi, yanlış hatırlamıyorsam bu yasal değil... İkincisi şu melodileri çoğaltın, manyak mısınız? aynı şarkıyı insanlara dinletiyorsunuz... Üçüncüsü, çağrı merkezin de çalışan kişi sayınız kaç? her şeyden önce kişi mi kendisi? Mola mı verdi, sigara içmeye mi gitti, nerde, ne yapıyor?  Dördüncüsü, borç hatırlatma servisiniz sabahın köründe aramakta hiç çekinmiyorda, ben gece onda arayınca mı ayıp oldu?  Beşincisi hani kuşlar ağaçlar bin bir renkli çiçekleriniz vardı? 
Saat 23:15 gibi kendiliğinden geldi internettimiz... Ama benim kontörüm bitti arayamıyorum sizi...

1 yorum:

  1. Bundan bir hafta önce de 3 gün süren internet hız buhranı interneti hemen hemen iş görmez bir hıza düşürmüştü. Aradım efendileri, 10 dakika süren bekleme ve küfür yeteneğimi geliştirme sürecinden sonra telefonu bir teknoloji özürlü açtı ve modeminizin fişini çekip 3-4 dakika bekleyin ben hatta bekliyor olacam dedi. Hemen telefonu kapadım çünkü kayıt altında neredeyse tüm TTNET ekibiyle akraba olacaktım. Benim de terbiyem tükendi o yüzden arayamıyorum kendilerini...

    YanıtlaSil