Atv'de ise Çek Bakalım diye bir yarışmaya bağlamış umudunu. Yarışma ise daha nasıl yarışma olacağını kestiremiyor, format belirsiz.. Kısa film yarışması dediler, ortada kısa film yok! Jüri bile kurtaramayacak o programı.
İş bu halken, sıkılganlık üzerine dün iyice bunalmışken, ne izlesem ne izlesem de beni şu halden kurtarsa dediğim an da, çoğu arkadaşımın ki kendileri güvenilir kaynaktır, Leyla ile Mecnun'u izledin mi? diye tüm sezon bana sordukları soru aklıma geldi... Sevgili dostlarım artık bu soruyu sormanıza gerek yok izlemeye başladım kendisini.
Hatırlayan var mıdır bilinmez, Seinfeld diye bir dizi vardı. Her nedense o tadı aldım ben Leyla ile Mecnun'dan...
Yasaklarla dolu ülkemizde ciddi anlamda televizyonda özgürce bir şey yapmak mümkün değil. Ama bu kısıtlamalardan bile harika hareketlerle sıyrılmış bir bir golünü atıyor bu dizi. Erik, sakız, üzüm hikayesi dahice bulunulmuş. Kesmelerde yapılan espiriler için bile ciddi prodüksiyon kuruluyor aç parantez bu kesmelerle olan kısmı da family guy dizisine benzettim az biraz kapa sanki bir şeyi benzetmeseler olmayacakmış ve çok bilmiş entel havalarda ki dipnot parantezi Türk dizilerinde görememiştik bu kıvamı...
Dünden beridir beşinci bölümü geride bıraktım ve hayran kaldım bu harkulade kafada olan diziye...
Teşekkür ediyorum, takdir ediyorum, tebrik ediyorum, tavsiye ediyorum ve başarılarının devamını dilerken sizi Leyla ile Mecnun dizisinden bir şarkı ile yazımı sonlandırıyorum... Hoşçakalın, esen kalın... Hava esse biraz güzel olacak, acaip sıcak var İstanbul'da... Nefesim kesiliyor sanki ara ara ama geceleri yine biraz kıpırdanma oluyor, yatarken rahat gibi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder