Çekip gitmek istemekteyim, insanları
anlayışsız, devleti çok büyük, zengini en zengin, fakiri en
dipte olan, dört bir yanını yasaklar sarmış, belirsiz nedenlerle
açılan davalarca içeri alınan adamları bol, futbolu şikeli,
insanları duyarsız ülkemden.
İstiklal caddesinde sokak sanatçıları
Tünel tarafında toplanmış; “Bu sokak bizim, sizin, hepimizin!”
sözlerini içeren kanımca doğaçlama olan, yarım saat durmadan
devam eden şarkıyı dinliyorum. Daha önceden biliyorum çoğunu bu
sanatçıların, hatta içlerinde en babalardan Siya Siyabend var.
Eylem yapılıyor bir bakıma. Çünkü
Beyoğlu Belediyesi sokak sanatçıları hakkında da bir yasak
çıkarmışlar.
Aynı gün Galata tarafından alınan
son dakika bilgisine göre Polis kapatmış Galata meydanını
insanlar alınmıyor, alınmadığı gibi insanlar dağıtılıyor
bölgeden. Polis'in yanına yaklaşıyorum, her zaman çay içtiğimiz
kule dibinde ki çay ocağına gitmek istediğimi belirtiyorum.
Olmaz! Olumsuz yanıtını iletiyor ve şurdan arka taraftan ya da
üst taraflardan bir yerlerlerden dolaşılıp o bölgeye giriş
yapılacağını belirtiyor ama ordan geçiş izni yok. Çok basitçe
neden? diye sordum. Polis yüzüme bakarak hafif bir gülümsemeyle
“boşver” dedi. Polis bana neden “boşver” dedi diye kendime
ikinci bir açıklama beklentimin oluştuğu soruyu sordum. O
bölgeden uzaklaştım. Çay ocağına falan gitmedim. Çay içesim
mi kaldı? O değilde Polis bana neden “boşver” dedi ki? Bir
açıklamaları yok muydu? Neden insanlar ordan geçemiyor?
Eve gelince o olayın neden olduğunun
“Boşver”den daha mantıklı gelen bir açıklamasını okuyorum
haberlerden. Meğer orada farklı uyruklardan farklı sınıflardan
her türlü insan geliyormuş.Bak sen! Galata'ya? Farklı insanlar
geliyormuş? Hemde bu insanlar orada yerlerde oturup hatta yatıp
gece boyu muhabbet edip, içki içip, şarkılar söylüyorlarmış.
Hadi be! Galata'da? Oturuyorlar? İçki içiyorlar? O da yetmezmiş
gibi bir de şarkı mı söylüyorlar? Bundan rahatsızmış
mahalleli. Şikayetler iletilmiş gerekli yerlere ve o gerekli yerler
o gece gerekeni yapıyorlarmış.
Şunu sormak gerek herhalde. İstiklal
caddesini İstiklal caddesi yapan nedir? Eğlencenin adresi olarak
gösterilmesinin nedeni nedir? Neden hep kalabalıktır?
Bunun sebeplerini bilmeyen var mıdır?
Ee o zaman neden gelip ordan ev tutulmaktır? Hadi ev tutulmuş neden
bu doğal olaylardan ötürü şikayetçi olunmuştur? Hiç mi
düşünülmemiştir bunların olabilme ihtimalleri? Yanlışlık
nerededir?
Sanki 90'lı yıllara geri dönülüyormuş
gibi hissediyorum. Zeki ile Metin'nin Devekuşu Kaberede “YASAKLAR”
adlı oyunları vardı. Bir izleyin derim. O zamanla şimdiki zaman
arasında ki ilişki giderek birbirine yeniden benzemeye mi başlıyor?
Çekip gitme isteği var, İstiklal
caddesi boşaltılmak istenen, sokaklarından masalar sandalyeler
kaldırılan, sineması, tiyatrosu, garı yakılan ya da yıkılan,
sokak sanatçılarına sokağı yasak eden, interneti filtreli,
sanatçılarının mezarları parçalanan, farklı fikirlere
saygısız, reytingi bol, işsizlik oranı tavan yapan, sınavları
şifreli, öğretmenleri atanmayan, kenefleri denize akan ülkemden...
Sokak sanatçılarının eyleminde
dağıtılan şöyle bir mani fest vardı...
Yokedici endüstriyel kafayı
reddediyoruz.
Elitist/Yobaz hareketlere mahkum
değiliz, biz üçüncü yoluz diyoruz.
Sokakta ses çıkartmak, müzik yapmak
özgürleşmek eylemidir. Özgürlükten yana tavrımızı
sürdüreceğiz.
Popçular uzak kalsın sokaklardan!
Menajerlere, yapımcılara ihtiyacımız yok! Uzak durun!
Heyecanımızı satılığa
çıkartmayacağız!
Sanat ne ki? Ya da müzik ne yapabilir?
Dünyayı değiştirebilir mi? Belki hayır! Ancak “ iyi bir
soundtrackolabilir” diye duyduk.
“İllegal” çünkü, biz öyle
istedik diye değil.
Evet, müzik legalin illegalin
ötesindedir, başka bir şeydir, başka bir yol önerir,
özgürleştirir. Ama özgürlüğümüzü kullanmamız için izin
almamızı istiyorlar. Bizi illegal görenler onlar.
Müzik sokakta, söz sokakta, aşk
isyan sokakta.
İzne tabii, söz dinleyen gösterilere;
Bize gelmez, bizi eylemez diyoruz!