21 Ağustos 2011

Çekip Gitmek İstemekteyim!


Çekip gitmek istemekteyim, insanları anlayışsız, devleti çok büyük, zengini en zengin, fakiri en dipte olan, dört bir yanını yasaklar sarmış, belirsiz nedenlerle açılan davalarca içeri alınan adamları bol, futbolu şikeli, insanları duyarsız ülkemden.

İstiklal caddesinde sokak sanatçıları Tünel tarafında toplanmış; “Bu sokak bizim, sizin, hepimizin!” sözlerini içeren kanımca doğaçlama olan, yarım saat durmadan devam eden şarkıyı dinliyorum. Daha önceden biliyorum çoğunu bu sanatçıların, hatta içlerinde en babalardan Siya Siyabend var.
Eylem yapılıyor bir bakıma. Çünkü Beyoğlu Belediyesi sokak sanatçıları hakkında da bir yasak çıkarmışlar.

Aynı gün Galata tarafından alınan son dakika bilgisine göre Polis kapatmış Galata meydanını insanlar alınmıyor, alınmadığı gibi insanlar dağıtılıyor bölgeden. Polis'in yanına yaklaşıyorum, her zaman çay içtiğimiz kule dibinde ki çay ocağına gitmek istediğimi belirtiyorum. Olmaz! Olumsuz yanıtını iletiyor ve şurdan arka taraftan ya da üst taraflardan bir yerlerlerden dolaşılıp o bölgeye giriş yapılacağını belirtiyor ama ordan geçiş izni yok. Çok basitçe neden? diye sordum. Polis yüzüme bakarak hafif bir gülümsemeyle “boşver” dedi. Polis bana neden “boşver” dedi diye kendime ikinci bir açıklama beklentimin oluştuğu soruyu sordum. O bölgeden uzaklaştım. Çay ocağına falan gitmedim. Çay içesim mi kaldı? O değilde Polis bana neden “boşver” dedi ki? Bir açıklamaları yok muydu? Neden insanlar ordan geçemiyor?

Eve gelince o olayın neden olduğunun “Boşver”den daha mantıklı gelen bir açıklamasını okuyorum haberlerden. Meğer orada farklı uyruklardan farklı sınıflardan her türlü insan geliyormuş.Bak sen! Galata'ya? Farklı insanlar geliyormuş? Hemde bu insanlar orada yerlerde oturup hatta yatıp gece boyu muhabbet edip, içki içip, şarkılar söylüyorlarmış. Hadi be! Galata'da? Oturuyorlar? İçki içiyorlar? O da yetmezmiş gibi bir de şarkı mı söylüyorlar? Bundan rahatsızmış mahalleli. Şikayetler iletilmiş gerekli yerlere ve o gerekli yerler o gece gerekeni yapıyorlarmış.

Şunu sormak gerek herhalde. İstiklal caddesini İstiklal caddesi yapan nedir? Eğlencenin adresi olarak gösterilmesinin nedeni nedir? Neden hep kalabalıktır?

Bunun sebeplerini bilmeyen var mıdır? Ee o zaman neden gelip ordan ev tutulmaktır? Hadi ev tutulmuş neden bu doğal olaylardan ötürü şikayetçi olunmuştur? Hiç mi düşünülmemiştir bunların olabilme ihtimalleri? Yanlışlık nerededir?

Sanki 90'lı yıllara geri dönülüyormuş gibi hissediyorum. Zeki ile Metin'nin Devekuşu Kaberede “YASAKLAR” adlı oyunları vardı. Bir izleyin derim. O zamanla şimdiki zaman arasında ki ilişki giderek birbirine yeniden benzemeye mi başlıyor?

Çekip gitme isteği var, İstiklal caddesi boşaltılmak istenen, sokaklarından masalar sandalyeler kaldırılan, sineması, tiyatrosu, garı yakılan ya da yıkılan, sokak sanatçılarına sokağı yasak eden, interneti filtreli, sanatçılarının mezarları parçalanan, farklı fikirlere saygısız, reytingi bol, işsizlik oranı tavan yapan, sınavları şifreli, öğretmenleri atanmayan, kenefleri denize akan ülkemden...



Sokak sanatçılarının eyleminde dağıtılan şöyle bir mani fest vardı...

Yokedici endüstriyel kafayı reddediyoruz.
Elitist/Yobaz hareketlere mahkum değiliz, biz üçüncü yoluz diyoruz.
Sokakta ses çıkartmak, müzik yapmak özgürleşmek eylemidir. Özgürlükten yana tavrımızı sürdüreceğiz.
Popçular uzak kalsın sokaklardan! Menajerlere, yapımcılara ihtiyacımız yok! Uzak durun!
Heyecanımızı satılığa çıkartmayacağız!
Sanat ne ki? Ya da müzik ne yapabilir? Dünyayı değiştirebilir mi? Belki hayır! Ancak “ iyi bir soundtrackolabilir” diye duyduk.
“İllegal” çünkü, biz öyle istedik diye değil.
Evet, müzik legalin illegalin ötesindedir, başka bir şeydir, başka bir yol önerir, özgürleştirir. Ama özgürlüğümüzü kullanmamız için izin almamızı istiyorlar. Bizi illegal görenler onlar.
Müzik sokakta, söz sokakta, aşk isyan sokakta.
İzne tabii, söz dinleyen gösterilere; Bize gelmez, bizi eylemez diyoruz!

2 Ağustos 2011

Leyla ile Mecnun


Yaz mevsiminde televizyon kanalları iflas etmiş! Bombok programlar veya ya tutarsa diye acilen izleyiciye sunulan ulan belki tutulurda yeni sezona bunu aktarırız hin düşüncelerle dolu saçma diziler silsilesi... Örneğin Show tv tamamen saçmalayarak full time magazin koymuş yayın akışına.Üstelik öyle ünlü ünsüz ayırmıyorlarda. Sürekli jet ski görüntüleri var... Geçen Muhittin abiyi gördüm mesela... Muhittin abi bizim mahallenin kasabıdır onun ne işi var jet skinin üstünde?
Atv'de ise Çek Bakalım diye bir yarışmaya bağlamış umudunu. Yarışma ise daha nasıl yarışma olacağını kestiremiyor, format belirsiz.. Kısa film yarışması dediler, ortada kısa film yok! Jüri bile kurtaramayacak o programı.

İş bu halken, sıkılganlık üzerine dün iyice bunalmışken, ne izlesem ne izlesem de beni şu halden kurtarsa dediğim an da, çoğu arkadaşımın ki kendileri güvenilir kaynaktır, Leyla ile Mecnun'u izledin mi? diye tüm sezon bana sordukları soru aklıma geldi... Sevgili dostlarım artık bu soruyu sormanıza gerek yok izlemeye başladım kendisini.

Hatırlayan var mıdır bilinmez, Seinfeld diye bir dizi vardı. Her nedense o tadı aldım ben Leyla ile Mecnun'dan...
Yasaklarla dolu ülkemizde ciddi anlamda televizyonda özgürce bir şey yapmak mümkün değil. Ama bu kısıtlamalardan bile harika hareketlerle sıyrılmış bir bir golünü atıyor bu dizi. Erik, sakız, üzüm hikayesi dahice bulunulmuş. Kesmelerde yapılan espiriler için bile ciddi prodüksiyon kuruluyor aç parantez bu kesmelerle olan kısmı da family guy dizisine benzettim az biraz kapa sanki bir şeyi benzetmeseler olmayacakmış ve çok bilmiş entel havalarda ki dipnot parantezi Türk dizilerinde görememiştik bu kıvamı...

Dünden beridir beşinci bölümü geride bıraktım ve hayran kaldım bu harkulade kafada olan diziye...
Teşekkür ediyorum, takdir ediyorum, tebrik ediyorum, tavsiye ediyorum ve başarılarının devamını dilerken sizi Leyla ile Mecnun dizisinden bir şarkı ile yazımı sonlandırıyorum... Hoşçakalın, esen kalın... Hava esse biraz güzel olacak, acaip sıcak var İstanbul'da... Nefesim kesiliyor sanki ara ara ama geceleri yine biraz kıpırdanma oluyor, yatarken rahat gibi...